Kudret Ayşe Yılmaz’ın kaleme aldığı, Elif Yemenici’nin çizimlerini üstlendiği masal serisi, dört kitaptan oluşuyor. Rengârenk çizimleri, sevimli kahramanları, akıcı ve sade dili ile okuru farklı dünyalara davet ediyor. Her bir masal merkeze bir değeri alarak satır aralarında işlemeyi, hayvanların dünyasından verdiği çarpıcı ve okuyanlarda merak uyandıran örneklerle aslında insana ve yaşama dair önemli mesajlar vermeyi başarıyor.
Ateş memleketinde geçen Köz Masalı, etrafını saran ateşten ürkerek yumurtadan çıkmayı reddeden bir semender yavrusunun, Bukor’un hikâyesini konu ediniyor. Hayata dair korkuların, çekingenliğin işlendiği masal, minik okurlara cesareti aşılıyor. Hikâyede yer alan kahramanların her biri bir değeri simgeliyor. Anne semender şefkat ve merhametin temsiliyken Koca Kirpi bilgeliğin sesi oluyor: “Bilir misin Semender Ana, buralarda herkes mutlu olmaya çalışır. Oysa mutluluk hâlinden memnun olmakla ilgilidir. Bak sırtımda ne çok ok var, ne yana dönsem o yana batar. Ama ben şikâyet etmem, çünkü yeri gelince o oklar beni her türlü saldırıdan kurtarır.”
Hikâyenin başat konusu cesaret olsa da asıl mutluluğun, kendi yaratılışıyla barışık olmak, bizi sınırladığını düşündüğümüz şeylerin aslında bizi koruduğunu idrak etmek gibi pek çok mesele satır aralarında işleniyor.
Serinin diğer kitaplarında yine değerler eğitimine katkı sunmayı amaçlayan hikâyeler okurlarla buluşturuluyor.
Çöl Masalı’nda hörgüçsüz bir deve yavrusu olan Kerimer’in hikâyesinde yardımseverliğin izini sürüyor.
Göl Masalı’nda ise farklılıkları olduğu gibi kabul etmenin erdemini yeşil su kurbağası Atiko’nun yaşadıklarından öğreniyorsunuz.
Serinin bir diğer kitabı Gök Masalı’nda yalnız başına yaşayıp giden baykuş Lases, hayatının en büyük dersini küçük sıska bir örümcekten alıyor. İyiliğin, başkalarına yardım etmenin önemine işaret edilen kitap, minik okurlarını bir baykuş ve bir örümceğin masalına davet ediyor. Yaralı örümceğe yardım etmeyi reddeden “Ne kırılan bir kuş kanadını sarmış ne de kopmuş bir ağaç dalını tutmuş” olan Lases, kendini başkalarına muhtaç görmediği gibi diğerlerinin de ona muhtaç olmamasını ve ondan bir şey dilememesini istiyor. Örümceğin “Büyüksün ama kalbin ne küçükmüş.” sözü ise Lases’i kendine getiriyor. Küçüklüğünde yaşadığı bir kazanın hatırasına sürüklenen Lases, bir zamanlar kendisinin de çaresizlik içinde kaldığını ve yardımsever bir leyleğin onun kanadını sardığını anımsıyor. Örümceğin veciz ve manidar sözü, yıllar sonra canlanan bir çocukluk hatırası Lases’in içinde iyi-
liğin tomurcuklanmasını sağlıyor.
Kitapları satın almak isterseniz diyanet.gov.tr’nin yayın satışları sayfasına göz atabilirsiniz.