Çocuklarda Duygu Yoksunluğu
Çocuklarda Duygu Yoksunluğu
Sevilmek ve sevilmemek.
İşte bütün mesele bu…
Çünkü sağlıklı bir birey ancak sevgi verilerek yetiştirilir.
Hayata cesaretle atılabilen bireyler henüz bir bebekken sevildiğini hissetmişlerdir. Evet büyüdüğünüzde elde ettiğiniz o başarının veya başarısızlığın arkasında büyük ihtimalle büyüdüğünüz ev ortamı var. Bu konuyu destekleyen bir deney var.
Deneyin ismi: “Duygusal yoksunluk ve ihmalin bebekler üzerindeki etkisi“.
Deneyde oyun çağındaki bebeklerin önüne oyun blokları konuluyor. Ve bu bloklara tepkileri gözlemleniyor. Bebekler iki aile grubundan seçilmiş, sevgi yoksunluğu çekenler ve ilgili bir ailede yetişen bebekler. Sevgi ve ilgi ortamında büyüyen bebekler oyuncak bloklara hemen ilgi göstererek bir oyun kuruyorlar. İhmal edilmiş çocuklar ise bloklarla ilgilenmiyor bile! Sadece endişeli bakışlarla etrafını süzüyorlar. Herkese temkinli bir şekilde bakıyorlar. Ve bloklara uzanmaya yeltenseler dahi kendilerini durduruyorlar. Bebeğin oyun oynamasından daha doğal ne olabilir ki! Ama bu çocuklar en doğal isteklerine dahi endişelerinden dolayı karşılık veremiyorlar. Küçücük boncuk gözlerinde dehşet bir korku görüyoruz. Ne kadar üzücü değil mi? Ve bu korku onları hayata atıldıkları zaman da takip ediyor. Tabiki sevilen çocukların işleri daha kolay. Küçüklüklerinden itibaren aileleri tarafından onaylandıkları için başarı onlar için tanıdık bir his.
Hiçbir şey anlamadıklarını düşündüğümüz bebeklerde o dönemin izleri işte bu kadar net.
Büyük bir mutlulukla dünyaya getirdiğimiz bebeklerin en temel ihtiyacının ne olduğunu görebiliyoruz. Sevgi dolu bir şekilde başlarını okşamak dahi o tohumun ne meyveler vermesini sağlayacaktır eminim. Çocukken onları dinlememiz ve düşüncelerini önemsememiz ileride kendilerini rahatça ifade edebilmelerini sağlayacak. Onlara gösterdiğimiz ufacık bir ilgi dahi hayatın zorluklan ile mücadele edebilmelerini sağlayacak.
Bebeklerin zihnini henüz yeni dökülmüş bir beton gibi düşünebiliriz.
Biz ne iz bırakırsak ömür boyu orada kalacak.
Bunun bilincinde olmamız dileğiyle…