Gökyüzünü Kim Boyadı?
Benim adım Nazlı, ama dedem der ki bana meraklı!
Bir dedem var benim, ak saçlı, ak sakallı, bir o kadar da akıllı.
Kendimi bildim bileli etrafıma bakarım.
Bilmediğim, merak ettiğim ne varsa dedeme sorarım.
Sonra beraber ararız cevabını, bitmez tükenmez sorularımın.
Bazen bir kitabın sayfalarında, bazen bir kır gezisinde, bazen de bir masalda…
Bir gün sordum dedeme;
-Dedeciğim, gökyüzünün rengi değil midir mavi?
-Elbette kızım, gökyüzünün rengi olmalıdır masmavi.
-Dedeciğim peki, bu mavi gökyüzü neden bazen gri olur?
-Gökyüzünü kim boyar?
Dedem başladı anlatmaya:
-Ah benim meraklı torunum!
-Gökyüzünü masmavi yaratan Allah, bazen yağmur yüklü bulutlar gönderir, esen rüzgârlarla.
-İşte o zaman gökyüzü olur gri.
-Yağmur yağar, toprak canlanır, gökyüzü tekrar döner maviye.
-Ama bazen de gökyüzünü biz insanlar boyarız.
-Kocaman gökyüzünü neyle boyarız dede?
Dedem derin bir nefes alıp dedi ki;
-Fabrika bacaları, egzoz dumanları, yangınlar ve zehirli gazlar yani sera gazları ile evladım!
-Ben resim yaparken sevmediğim rengi silgi ile silerim.
-Gökyüzünün grisini neyle silelim dede?
-Var mıdır bir silgisi?
Dedem tatlı tatlı gülümsedi dedi ki;
-Elbette vardır kızım.
-Gökyüzünün silgisi yemyeşil, kocaman ağaçlardır.
-Her ağaç havayı temizleyen, gökyüzünün masmavi kalmasını sağlayan bir silgidir aslında.
Sevinçle ayağa kalktım;
-Dedeciğim, öyleyse her birimiz bir ağaç dikmeliyiz.
-Yetmez! Dedi dedem. Her şeyden önce biz ve çevremiz tertemiz olmalıyız.
-Kâğıt israfı yapmayıp, ormanları korumalı.
-Yakın mesafelere yürüyerek gitmeli.
-Toplu taşıma araçları kullanmalı.
-Fabrika bacalarına filtre takılmalı.
-Ve piknikte kontrolsüz ateş yakmamalıyız benim akıllı kızım.
Sorumun cevabı için teşekkürler dedeme.
Mavi nice güzel günlere.
Mavi bir gökyüzü için ben buldum sorumun cevabını.
Peki ya siz?